bugün iş çıkışı buluştum Alby'mle
O da adaya götürmüştü müşterileri,sarılırken farkettim
"miss gibi deniz kokuyosun Alby" dedim.
Bizde bir şiir var
"izmirin denizi kız,kızı deniz
sokakları hem kız hem deniz kokar"
"aa sana mı?" dedi
"yok ben değil-izmirin kızlarına yazılmış:(" dedim
Bi an gözü parladı, "bende bi şiir biliyorum" dedi
"ordünün kızlari denize bakar ama denis kukar..."
:)) kıyamam yaaa tatlı bu Alby
Her geçen gün daha çok öğreniyo Türkçeyi,iyi bir sevgili olmayı,sevmeyi oynaşmayı :p
seviyorum Albymi çoookk!!
2 Temmuz 2014 Çarşamba
14 Haziran 2014 Cumartesi
yeni başlayanlar için temel arapça cümleler
elini atsan bir Arap'a çarptığı şu günlerde bir arabike mi aşık oldun yoksa????????
dur dur korkmaaa,pambık gibi birine denk gelmişsindir belki :))
farklı dili konuştuğun bir sevgilinin olması çoook eğlenceli bişey
kabul,romantik değil;
Çeşitli söz sanatlarıyla bezenmiş aşk dolu cümleler kuramaz asla
keza sende öyle...
"öyle seviyorum ki seni-içimi titretiyosun-ne güzel şey seni sevmek" demek istersin ama kurduğun cümleden sadece onu sevdiğini anlar karşıdaki.
sensiz saadet neymiş
tadmadım bilemem ki
alnımın yazısıydın
ne yapsam silemem ki...
bak bu çalıyo mesela şimdi radyomda,Cem Adrian'dan,efil efil,misss gibi.
yazsam şarkının sözlerini,göndersem mesajla "çok güzel albiş-çok beğendim " dicek,garanti. Nesini anladın neresini beğendin sorusunda da na böyle kalacak =))
Ama yine de çok zevkli,monotonluğa düşmesi zor birşey... Her an gülecek bişey bulabiliyorsun.
Geçen hafta anasonlu nargile söyledim mesela.Çıkışta çok beğendiğini-neyli olduğunu sordu Alby'm.
"anason" dedim. Gözleri parladı ve bana şu soruyu sordu
"VAY ANASON MU??" =))))))))
yani vay anasını ünlemine benzetmiş,komik yaa =))
herneyse adama türkçeyi söktürdük,sıra geldi tanıştırdığı insanlarla azıcık iletişim kurmaya yarayacak kadar arapça öğrenmekte...
ben şöyle bir yol buldum,bana 10 cümle öğretecek sık kullanılan.Gündelik hayatta bir aradayken o cümleyi muhakkak arapça kuracağım.Türkçesini söylediysem 1 TL vereceğim.
Böyle böyle dilim alışacak
Etkili de oldu bu yol :)))
ben öğrendim sıra sizde,umarım işe yarar..
şu fi!! = ne var?
me fi= yok bişey
badribak!!! = döverim seni
:))) evet,bunlarla başladım öğrenmeye.Yalandan kavga çıkartıyorum arapça: nerdeydin-o kim-doğru söyle-döverim seni falan diye bağırıyorum yolda,gül gül ölüyo Alby=)
herneyse cıvımayalım-devam
nasılsın?= kifek?
nasılsınız?= kifkon?
ne yapıyorsun? = şu am teamel?
ne zaman?= meta?
ne zaman uyuyacağız= meta nenam:)
min? kim?
min hüvel?= o kim?
ene le arif (bilmiyorum)
neredesin?= weyynak?
neredeydin?= weyn kind?
oteldeydim= kind bil hotel (bil de demk. yani bil ev=evde,bil okul=okulda gibi
bugün ne yapalım? = şu namel iliyon?
kaçta gelirsin?= emte biddektiji?
6'da burada ol= bil 6 kun hoone (bil=de hoone=bura)
tanıştığıma memnun oldum= it şerrreft mağriftak
measseleme= güle güle
fi ameen Allah= allaha emanet ol
beni seviyor musun? = bit habni??
sana hayranım = ene beak şeak (beak'ın a'sı biraz vurgulu)
şuf hel (ıttah) şuf haleu= şu kedi çok güzel. haleu helva demek yani tatlı.Parantez içindeki de kedi demek.Parantez içini değiştirip kullanabilirsiniz)
ene=ben
enti=sen
bahabbek!= seni seviyorum
ana kaman=bende
ene johan=açım
biddı aklık= seni yicem
ene şabaaan= tokum
enti johan?= aç mısın (başına ene koyunca ben öyleyim,enti koyunca soru oluyo.Sen öyle misin.Açım%aç mısın gibi)
kli şi= herşey
enti kli şi= sen benim herşeyimsin
enti raaiun= sen harikasın
meefi müşkule= önemli değil
tshibi ala kher= iyi geceler
naam=evet
la=hayır
roo= git
ta= gel
min fadlik= lütfen
ahvoan=afedersiniz
ene esifu=üzgünüm
le be'se= zararı yok
bas= ama
bukra= yarın
li ano= çünkü
bi de küfür yazayım= til has teizy
ama anlamını yazmıcam,ayıp...
zaten salak sevgilim kiminle tanıştıysam bana zorla söyletiyo,anlamını bilmiyomuşum gibi söylüyorum masadakiler kahkahaya boğuluyo-o ayıp falan diyolar....hababam sınıfında yabancı hocaya "naber nasılsın" öğretmiş gibi "hastir pezevenk osman" dedirtiyolardı ya,o hesap :) bana bu kelimeyi söyletiği bir adam cevap olarak "ana kaman" dedi,kaldık böyle mal gibi :)
ana kaman ne mi demek???
hiç çalışmamışsın dersi,çık bakiim biraz üstlere:P
neyse devam edelim,
birazda arapça sevgi sözcükleri
sevgilimle ilk tanıştığımızda bana bir alby öğretti bir habibi "bu kadar yeter zaten" dedi :))
ama zamanla yanıldığını,o kadarcık sevgi sözcüğünün yetmediğini gördü
hem arapça hem türkçe hem ingilizce,bissürü sevgi sözcüğü bulduk kendimize
hatta o da yetmedi,uydurduk :)
habiboşların habiboşu-albişkoş-omrişim albişim falan gibi =))
seni seviyorum= bahabbek
seni özledim= iştatillaq
iktir de çok demek.Daha önce de yazmıştım,alby beni sevmiyo diye mesaj atmıştım iktir diye cevap vermişti.küfür etti sanmıştım bi an :))
neyse sonuna iktir koyabilirsiniz herşeyin
bahabbek iktiiiir iktir,iştatillak iktirr iktir
biddı bose= öpmek istiyorum bidd zaten istemek demek =)
aklıma bunlar geliyo
bi de güzel kelimelerin sonuna i koyunca benim anlamına geliyo
mesela habib sevgili
habibi benims evgilim
onun gibi
battal=kahraman
batali= kahramanım
ayn= göz
ayni=gözüm
asel=bal
aseli=balım
cemil=güzel
cemili=güzelim
amir=prens
amirty=prensesim
roh=ruh
rohi= ruhum
ALB=kap
ALBY=KALBİM
bunun gibi:)))
bu arada yazımda deli gibi bi yanılma payı olabilr
çünkü kulağıma gelen o tuhaf dili latin alfabesiyle harfe dökmeye çalıştım,vurgu yok bişi yok..
yine de 8 aydır beni idare etti
bi süre de sizi idare edebilir bence
istediğiniz özel kelimeler cümleler olursa yorum atabilirsiniz
sevgileeerr^^
3 Mayıs 2014 Cumartesi
Suriye'ye göndermeden önceki son buluşmamız...
O dönene kadar kokusu üstüme sinsin diye üstündeki pespembe tişörtünü istiyorum,Kotondan kendine yeni tişört alıp Alby kokanı bana verirken soruyor
-sen bana ne verecek?
üstümde var bir elbise,tek parça.Onu çıkaramayacağıma göre espri yapıyorum "südyeni vereyim alby??"
açıyorum çantamı
bir ped var çantada,bir oje bir ruj.Bir akbil bir de yirmi lira :))
Ruju uzatıyorum ,gözlerini deviriyor.
"biri görse utanmayacağım birşey veremez misin Alby??" =))
O dönene kadar kokusu üstüme sinsin diye üstündeki pespembe tişörtünü istiyorum,Kotondan kendine yeni tişört alıp Alby kokanı bana verirken soruyor
-sen bana ne verecek?
üstümde var bir elbise,tek parça.Onu çıkaramayacağıma göre espri yapıyorum "südyeni vereyim alby??"
açıyorum çantamı
bir ped var çantada,bir oje bir ruj.Bir akbil bir de yirmi lira :))
Ruju uzatıyorum ,gözlerini deviriyor.
"biri görse utanmayacağım birşey veremez misin Alby??" =))
11 Nisan 2014 Cuma
şaka gibi la,kocaaaaaaaa ilişki geçmişimde kim varsa hepsi kış erkeği :)
biri oğlak,biri kova,biri balık,ikisi koç
bu kadar :)
hani mayıslar hani temmuzlar,hani ekim kasımlar?
nasıl bir istikrar çizgisidir bu yarabbim :)
işin tuhaf tarafı hafızamı zorluyorum,flört ettiklerimden de öteki burçlara ait birşeyler bulamıyorum."Yay erkeği " de mesela,öyle kalır bakarım ,haklarında bir burç uyumu okumuşluğum bile yok :P
bu arada şu yazı tammm beni özetliyo -mavili kısım ..
biri oğlak,biri kova,biri balık,ikisi koç
bu kadar :)
hani mayıslar hani temmuzlar,hani ekim kasımlar?
nasıl bir istikrar çizgisidir bu yarabbim :)
işin tuhaf tarafı hafızamı zorluyorum,flört ettiklerimden de öteki burçlara ait birşeyler bulamıyorum."Yay erkeği " de mesela,öyle kalır bakarım ,haklarında bir burç uyumu okumuşluğum bile yok :P
bu arada şu yazı tammm beni özetliyo -mavili kısım ..
10 Nisan 2014 Perşembe
3 Nisan 2014 Perşembe
bir erkek nasıl kanser edilir??
Biz Alby ile sevgiliyiz uzun süredir ama facede macede hiç yazmaz.Ne bi resmimiz var ne birbirimize bir yorumumuz.
O benim her resmimi beğenir de ben onun bi tanecik kapak fotosunu beğendim daha.
Öyle yani...
Bugün de bir resim koymuş-hasta anneannesiyle
Selami demiştim ya,bir kız.tabii adı selami değil ama ben koydum bu ismi:)
hemen altına yorum atmış falan.Bu kızı ben normalde sallamazdım bile ama yolda gördü geçen bizi,bi atarlar bi kıskançlık krizleri falan.Bizim yanımızda değil de sonradan duyduğum-yazarım birazdan.
Üstelik benimle cici cici konuşup Alby'me "selami'den daha mı iyi sanki bu kız" diyen gıcık karı da yorum atmıştı.
bende dayanamadım,kıskançlık hüzmeleri vücudumu esir aldı ve yoruma ananesini ziyaretine gittiğimizde çekilen üçümüzün olduğu şirin resmi atıp "maşallah senin ananeye Alby,senden genç benden güzel " yazdım.
sonra aramızda şöyle bir diyalog gelişti
=))işte bir kadın ne der ne demek ister durumunu görüyoruz
bir de ısrarla ne demek istediğini anlayamayan erkeği
heheh :)))
28 Mart 2014 Cuma
altıncı ay
yaaa günlük
şaka maka 6 ayı tamamladık
daha dün gibi gülperiyle gittiğim kafede "chay wağar,sığcak chay,eee zoğugk chay,bayat çay" demesi.
ay ben bunu yerim!!! olmuştu ilk tepkim :)
yedim de zaten =)))
bak bak,bak hele resme,nasıl da öngörüsü yüksek hatunum gör :))
Magnezyum* demişti ya alby,hani şu yazıda:)
gerçekten de bi mıknatıs var onla benim aramda...
6 ay uzun bir süre değil ama
benim en uzun ilişkim 4 ay :)
gerçi bu -mal- diye bahsettiğim mal bayağı sürmüştü ama ben onu sevgiliden saymıyorum.O yüzden listemde yok.Yani diyebilirim ki Albyş benim en uzun ilişkim:)
gerçi sana yazmayalı direkten döndük,ayrılığın çemberinden geçecektik-yüz yıl kalsam başıma gelmeyeceğine inandığım günler yaşadım,ama geçti...
güvenim de aşkım da tam artık ona...
aşk dedik de..
gerçekten aşığım ona.
Hergün görüşüyoruz,hem de her gün
görüşmediğimiz ayda 2 falan anca.
iş çıkışı koşarım kollarına,ya da yorgunsam eğer o gelir..
Hergün görmeme rağmen yine de heyecanlanıyorum onu görünce.Koşuyorum,aylar sonra ilk kez görmüş gibi doluyorum kollarımı boynuna-başımı göğsüne bastırıp sarılıyorum...
ne bileyim ya,hiç 6 aylık çift gibi değiliz
Allah pıtırcıklığımıza zeval vermesin
nazarlara gelmesin inşallah <3 <3
Gelgelelim 6. ayımızın nasıl geçtiğine...
bugün çooook uzun bir gündü
sabah bisikletimle çıktım yola
soğukta sokakta bıraktığımdan lastiği inikti.
yanımda sürüye sürüye götürdüm dünyanın yolunu,şişirttim benzincide.
oradan mutlu mutlu bindim bisikletime,hastaneye gittim.
bu konuya ayrı bir yazıda değinicem.
Herneyse,hastaneden çıktım,Albiş geldi bisikletiyle
iki dakikacığına bisikleti ona bırakıp eczaneye girdim,çıktım bir de baktım ki zincirim bozulmuş.
Dağ bisikleti,öyle küçükken kullandığımız vitessizler gibi kolay değil zinciri takmak,
moralimiz bozuldu...
sürüye sürüye iki bisikletle gezmek çok can sıkıcı.
sonra bisikleti taksimde tanıştığımız kafenin oraya bağlayıp tabanvay yapmaya karar verdik
aslında bu benim kararımda
Alby unkapanında yaptırmak istedi,ama ne otobüs aldı bizi ne taksi :((
bisikletlerimizi park ederken Alby'nin komşu dükkanındaki Hasan gördü bizi (ismi sansürledim/mazur gör)
Bu Hasan travesti,ama inan bana benden güzel yani :)
çaya çağırdı içeri,burcumu sordu.Sonra Alby için "ay bu da toprak,sen de su.Çamur edersiniz ortalığı alimallah" falan dedi,kahkaha attı.O da balıkmış,inceden inceye laf attı yani.Zaten bi gece çağırmışlığı var alby'mi,mumları yakıp yemek yapıp falan
herneyse o konulara girmeyelim:)))
"locaya geçin oturun" dedi,iç kısımda vitrinden uzak puflara oturduk. Ben çay koymaya gidiyorum,kimse görmez burdan sizi öpüşün sevişin doya doya" diyip,kiss mee kiss me diye şarkı söyleyip mutfağa gitti:)
çok sevdim ya,
daha önceden bi tanışıklığımız vardı ama böyle karşılıklı oturup sohbet etmişliğimiz yoktu,çok tatlı/hayat enerjisi yüksek bir insan
zaten travestilerin geneli böyle,seviyorum onları.Elimden geldiğince de LGBT eylemlerine katılmaya çalışıyorum.
Ne der LGBTciler eylemlerde??
faşizme karşı bacak omuza!!
:) :)
herneyse,oradan çıktık
istiklalde tünele giderken Yemek Kulübü var,şık bir restorant
orayı çok seviyoruz.Fiyatları uygun,tadı lezzetli,atmosferi büyülü :)
buram buram istiklal caddesi kokan biryer,tavsiye ederim...
içeriye girdik,kahvaltı tabağı ve menemen aldık
misler gibi yamulduk.
Zaten kan vericem diye yemek yememiştim sabah,alby de aç gelmişti,çok makbule geçti..
yemeğimizi yedik,karaköye doğru yürürken bunun kuzenini gördük.
ben bildiğim arapça sıraladım,bıcır bıcır konuştuk.Yani ben böyle zannederken o hakkımda "Slavadan iyisini mi bulacaksın?" demiş.
Geçen gün azbuçuk bi gövde gösterimiz olmuştu da,neyse ...
kızın cümlesine sinirlenmedim de bunlar başka dilde konuşuyolar ya.
Yüzüme güler neler neler derler yanımda,arkamda bile değil-yanımda
ve ben anlamam.
bunu görmek sıktı canımı.
Üç gün önce-gövde gösterisi - dediğim gün bu kadınla,slavayla Albişin anasıyla falan tanıştığımda da canımı sıkmıştı bu durum.Alby telefonlarda arapça konuşunca da anlamıyorum zaten,çok kötü
herneyse karaköye geldiğimizde kadıköy vapuruna bindik,epey olmuştu deniz havası almayalı,iyi oldu..
Kadıköy benim şehrim
bisiklet yolları,sokakların sahibi şirin kedi köpekler,cici dükkanlar.
Dükkanlardan birinden kendime bir kar küresi aldım
"her kar yağdığında yoo rin'in doğumgünüdür" desem kar kürelerini neden sevdiğimi** anlayan anlar diye düşünüyorum:)
Her dükkana gire çıka süreyya operasına geldik nihayet
gerçi alby'nin operayı baleyi zannettiğim kadar çok sevmediğini öğrenip yıkıldım arada ama olsun,o gelmezse kuzenimle ablamla falan giderim diye düşündüm
ama maalesef sistemde arıza varmış,alamadık bilet :(
Biletixten Alby'nin istediği orkestra konserine gidicez artık,mecbur..Çünkü haftada bir iznim var,bilet almak için bi daha kadıköye gelemem,bale biletleri biletixten satılmıyo ne yazıkki :(
kadıköyden modaya yürürken Felsefenin Tadı kafeyi gördük
felsefenin tadı ismini ilk Kelime Oyunu yarışmasına katılan kızda duymuştum,ilgimi çekmişti.
Daha sonra Albyş'i sürükledim oraya-Kutadgu Bilig Mutluluğu yedik :) daha sonra Müzmin kodadlı*** kuzenimi götürdüm,mesneviden rubaiye doğaçlama müzik etkinliğine katıldık.Ama söylenen saatten 45 dakika geçtiği halde hala başlamayınca etkinliğe katılamadan ayrıldık...Bu sefer görünce yine uğrayalım dedik.Ben yasemin çayı içtim o kahve.Kafenin huzurlu dingin havasında rahatladık biraz:)
ordan çıktık Moda Sahili...
kayalık dibinde dururken dev bir dalga ıslattı bizi :)
Sonra Moda çay bahçesine çıktık,tavla oynadık.
Oranın garsonları falan çok soğuk aslında,Kadıköyün sıcaklığına yakışmayacak bir tutumları var.Sırf tuvalet molasına uğramak lazım oraya :)
daha sonrasında sokak müzisyenlerinde molalar vere vere yine kadıköye geldik,tantuni ısmarladım Albişe,çok sevdi <3
ve sonra yine vapura bindik...
bir şiir var,ne zaman vapura binsem aklıma gelir.
Alby'e de öğrettim bugün.
İsmi Şehit şiirin/Sunay Akın yazmış
*Magnezyum yazısı için tık
**kendi kar küremizimi yapalım yazısı için tık
***müzmin için tık
şaka maka 6 ayı tamamladık
daha dün gibi gülperiyle gittiğim kafede "chay wağar,sığcak chay,eee zoğugk chay,bayat çay" demesi.
ay ben bunu yerim!!! olmuştu ilk tepkim :)
yedim de zaten =)))
bak bak,bak hele resme,nasıl da öngörüsü yüksek hatunum gör :))
Magnezyum* demişti ya alby,hani şu yazıda:)
gerçekten de bi mıknatıs var onla benim aramda...
6 ay uzun bir süre değil ama
benim en uzun ilişkim 4 ay :)
gerçi bu -mal- diye bahsettiğim mal bayağı sürmüştü ama ben onu sevgiliden saymıyorum.O yüzden listemde yok.Yani diyebilirim ki Albyş benim en uzun ilişkim:)
gerçi sana yazmayalı direkten döndük,ayrılığın çemberinden geçecektik-yüz yıl kalsam başıma gelmeyeceğine inandığım günler yaşadım,ama geçti...
güvenim de aşkım da tam artık ona...
aşk dedik de..
gerçekten aşığım ona.
Hergün görüşüyoruz,hem de her gün
görüşmediğimiz ayda 2 falan anca.
iş çıkışı koşarım kollarına,ya da yorgunsam eğer o gelir..
Hergün görmeme rağmen yine de heyecanlanıyorum onu görünce.Koşuyorum,aylar sonra ilk kez görmüş gibi doluyorum kollarımı boynuna-başımı göğsüne bastırıp sarılıyorum...
ne bileyim ya,hiç 6 aylık çift gibi değiliz
Allah pıtırcıklığımıza zeval vermesin
nazarlara gelmesin inşallah <3 <3
Gelgelelim 6. ayımızın nasıl geçtiğine...
bugün çooook uzun bir gündü
sabah bisikletimle çıktım yola
soğukta sokakta bıraktığımdan lastiği inikti.
yanımda sürüye sürüye götürdüm dünyanın yolunu,şişirttim benzincide.
oradan mutlu mutlu bindim bisikletime,hastaneye gittim.
bu konuya ayrı bir yazıda değinicem.
Herneyse,hastaneden çıktım,Albiş geldi bisikletiyle
iki dakikacığına bisikleti ona bırakıp eczaneye girdim,çıktım bir de baktım ki zincirim bozulmuş.
Dağ bisikleti,öyle küçükken kullandığımız vitessizler gibi kolay değil zinciri takmak,
moralimiz bozuldu...
sürüye sürüye iki bisikletle gezmek çok can sıkıcı.
sonra bisikleti taksimde tanıştığımız kafenin oraya bağlayıp tabanvay yapmaya karar verdik
aslında bu benim kararımda
Alby unkapanında yaptırmak istedi,ama ne otobüs aldı bizi ne taksi :((
bisikletlerimizi park ederken Alby'nin komşu dükkanındaki Hasan gördü bizi (ismi sansürledim/mazur gör)
Bu Hasan travesti,ama inan bana benden güzel yani :)
çaya çağırdı içeri,burcumu sordu.Sonra Alby için "ay bu da toprak,sen de su.Çamur edersiniz ortalığı alimallah" falan dedi,kahkaha attı.O da balıkmış,inceden inceye laf attı yani.Zaten bi gece çağırmışlığı var alby'mi,mumları yakıp yemek yapıp falan
herneyse o konulara girmeyelim:)))
"locaya geçin oturun" dedi,iç kısımda vitrinden uzak puflara oturduk. Ben çay koymaya gidiyorum,kimse görmez burdan sizi öpüşün sevişin doya doya" diyip,kiss mee kiss me diye şarkı söyleyip mutfağa gitti:)
çok sevdim ya,
daha önceden bi tanışıklığımız vardı ama böyle karşılıklı oturup sohbet etmişliğimiz yoktu,çok tatlı/hayat enerjisi yüksek bir insan
zaten travestilerin geneli böyle,seviyorum onları.Elimden geldiğince de LGBT eylemlerine katılmaya çalışıyorum.
Ne der LGBTciler eylemlerde??
faşizme karşı bacak omuza!!
:) :)
herneyse,oradan çıktık
istiklalde tünele giderken Yemek Kulübü var,şık bir restorant
orayı çok seviyoruz.Fiyatları uygun,tadı lezzetli,atmosferi büyülü :)
buram buram istiklal caddesi kokan biryer,tavsiye ederim...
içeriye girdik,kahvaltı tabağı ve menemen aldık
misler gibi yamulduk.
Zaten kan vericem diye yemek yememiştim sabah,alby de aç gelmişti,çok makbule geçti..
yemeğimizi yedik,karaköye doğru yürürken bunun kuzenini gördük.
ben bildiğim arapça sıraladım,bıcır bıcır konuştuk.Yani ben böyle zannederken o hakkımda "Slavadan iyisini mi bulacaksın?" demiş.
Geçen gün azbuçuk bi gövde gösterimiz olmuştu da,neyse ...
kızın cümlesine sinirlenmedim de bunlar başka dilde konuşuyolar ya.
Yüzüme güler neler neler derler yanımda,arkamda bile değil-yanımda
ve ben anlamam.
bunu görmek sıktı canımı.
Üç gün önce-gövde gösterisi - dediğim gün bu kadınla,slavayla Albişin anasıyla falan tanıştığımda da canımı sıkmıştı bu durum.Alby telefonlarda arapça konuşunca da anlamıyorum zaten,çok kötü
herneyse karaköye geldiğimizde kadıköy vapuruna bindik,epey olmuştu deniz havası almayalı,iyi oldu..
Kadıköy benim şehrim
bisiklet yolları,sokakların sahibi şirin kedi köpekler,cici dükkanlar.
Dükkanlardan birinden kendime bir kar küresi aldım
"her kar yağdığında yoo rin'in doğumgünüdür" desem kar kürelerini neden sevdiğimi** anlayan anlar diye düşünüyorum:)
Her dükkana gire çıka süreyya operasına geldik nihayet
gerçi alby'nin operayı baleyi zannettiğim kadar çok sevmediğini öğrenip yıkıldım arada ama olsun,o gelmezse kuzenimle ablamla falan giderim diye düşündüm
ama maalesef sistemde arıza varmış,alamadık bilet :(
Biletixten Alby'nin istediği orkestra konserine gidicez artık,mecbur..Çünkü haftada bir iznim var,bilet almak için bi daha kadıköye gelemem,bale biletleri biletixten satılmıyo ne yazıkki :(
kadıköyden modaya yürürken Felsefenin Tadı kafeyi gördük
felsefenin tadı ismini ilk Kelime Oyunu yarışmasına katılan kızda duymuştum,ilgimi çekmişti.
Daha sonra Albyş'i sürükledim oraya-Kutadgu Bilig Mutluluğu yedik :) daha sonra Müzmin kodadlı*** kuzenimi götürdüm,mesneviden rubaiye doğaçlama müzik etkinliğine katıldık.Ama söylenen saatten 45 dakika geçtiği halde hala başlamayınca etkinliğe katılamadan ayrıldık...Bu sefer görünce yine uğrayalım dedik.Ben yasemin çayı içtim o kahve.Kafenin huzurlu dingin havasında rahatladık biraz:)
ordan çıktık Moda Sahili...
kayalık dibinde dururken dev bir dalga ıslattı bizi :)
Sonra Moda çay bahçesine çıktık,tavla oynadık.
Oranın garsonları falan çok soğuk aslında,Kadıköyün sıcaklığına yakışmayacak bir tutumları var.Sırf tuvalet molasına uğramak lazım oraya :)
daha sonrasında sokak müzisyenlerinde molalar vere vere yine kadıköye geldik,tantuni ısmarladım Albişe,çok sevdi <3
ve sonra yine vapura bindik...
bir şiir var,ne zaman vapura binsem aklıma gelir.
Alby'e de öğrettim bugün.
İsmi Şehit şiirin/Sunay Akın yazmış
İstanbulda bir şehir hatları vapuruna verildi adım
iki kıyı arasında usanmadan dolaşır
her iskelede seni ararım
Karaköyde indikten sonra Tünel metrosuna bindik,tam 6 ay önce de bu metroya binmiştik,o günü taklit ettik.Ben havaya baktım,o ellerini göğsünde birleştirip ayaklarını salladı falan :)
ey gidi eyy..
çok heyecan verici ya,daha önce hiç tanımadığın biri birden hayatında kocaman bir yer işgal ediyo...
Taksime geldiğimizde hep uğradığımız,her gelene kahve ikram edilen yere uğradık.Bizim enn birinci mekanımıza.Ama çalışan arkadaşlarımız yoktu,o yüzden çok kalmadık.
Bir boy daha istiklalde yürüdükten sonra beni arabaya bindirdi,ayrıldık
Dopdolu bir gündü,
daha doğrusu dopdolu bir altı aydı.
böyle devam eder diye ümid ediyorum
Alby'i seviyorum <3
*Magnezyum yazısı için tık
**kendi kar küremizimi yapalım yazısı için tık
***müzmin için tık
9 Mart 2014 Pazar
8 mart
gittiğimde de en aymaz halimle "kadınlar günü aslında 7 martmış,biliyo musun aşkım??" dedim
"peki neden kutlanıyor sekizde?" dedi
"çünkü kadınlar hazırlanamıyo yedisinde,anca işte sekizinde kutlayabiliyolar.Özür dilerim:(" dedim
hemencecik affetti...
Bu arada bugün feminist gece yürüyüşüne katılalım dedik,miss gibi sloganlara eşlik ederken megafonlu bi kadın bize bakıp "erkekler dışarı! erkekler pankartın öteye!" diye bağırdı.Biraz geriye çekildik,o da yetmedi.
Başka bi kadın gelip "sizi uyardılar,erkekler yok diye,neden hala burdasınız?" diye çemkirdi
böyle haremlik selamlık eylem mi olur diye söylendim bende,hevesim kaçtı-ayrıldık yürüyüş alanından..
kendi eylemimi kendim yaptım,bandistanın olur/olmaz marşını ezberlettim Albişe
"ev işlerini marslılar yapsın
YAPSIN
cadıysam süpürge bana kalsın
KALSIN
olursa çocuk yaparım olsun
OLSUN
istemezsem soyları KURUSUN!"
tabii Albiş bu kısmı ezberleyemedi,şu kısmı söyleyebiliyo
"gelsin baba gelsin koca
GELSİN , GELSİN
polisiniz devletiniz
GELSİN , GELSiN
bakanınız haklarımı
VERSİN, VERSİN
aman istemez üzeri kalsın!!"
25 Ocak 2014 Cumartesi
papatya !!
Benim canım sevgilim
işe başlamamı tebrik amacıyla papatya demeti almış.
Verirken
"papatya gibisin,beyaz ve ince" dedi <3 <3
ben öğretmiştim bu şarkıyı
çok seviyo
her buluşmada söyüyoruz mutlaka....
Söylüyo da anlıyo mu diyorsanız,sizi aşağıdaki resme alayım =))))
işe başlamamı tebrik amacıyla papatya demeti almış.
Verirken
"papatya gibisin,beyaz ve ince" dedi <3 <3
ben öğretmiştim bu şarkıyı
çok seviyo
her buluşmada söyüyoruz mutlaka....
Söylüyo da anlıyo mu diyorsanız,sizi aşağıdaki resme alayım =))))
Çok tatlı di mi ama yaa???
"Neden sanki böyle dudak büzüyorsun
yoksa açık söyle hç mi sevmiyorsun
sana soruyorum neden susuyorsun
bana bu sevgiyi çok mu görüyorsun" yazmak istemiş,anlayamayanlara liriks edeyim =P
24 Ocak 2014 Cuma
yeni bir başlangıç...
hani dizilerin final bölümü olur ya
herkes biyerlere dağılır,sevenler kavuşur,küsler barışır,komşular taşınır...
bir dönem kapanır,bir dönem açılır...
işte ben de öyle bir döneme girmiş gibi hissediyorum kendimi
pekçok şey hızla değişmeye başladı hayatımda
öncelikle iş buldum
eveet,nihayet :)
bu konunun yazısı gelecek...
iş bulmak tabii aylık 400 burs+baba harçlığıyla geçindiğim züğürtlük günlerinin bitişi demek
işyerinde olan tonla gençle arkadaş olmak,yeni bir çevre edinmek demek
haftanın 6 günü çalışmak...hayatının komple değişmesi demek
sonra...
ablamın 48 saatten fazla uzak kalamadığı sevgilisi askere gidiyor,tam da bugünlerde.
ve yeni bir kursa yazıldı,uzun süreli bir kurs...Yeni bir ortam yeni arkadaşlar,uzağa giden sevgili..
dizinin her karakteri o da değişimlere uğradı..
sonra evimiz
3 aydır bizde misafir olan,ev yaşamımızı tamamen değiştiren yaşlı akrabalarımız tekrar memleketine dönüyor...
çocukluk arkadaşım akain
hayatında ilk defa bir ilişkiye başladı,22 yıllık hayatında ilk defa Pıtırcık!
Senarist giderayak ona da bir süpriz hazırlamış oldu=))
konuyla çok alakasız ama tam da bunları düşündüğüm sırada Alby bugün yeni eve taşındıklarını söyledi
yeni..
ne bileyim,işaret gibi geldi bu kadar yeniliğin bir arada olması
inşallah hayırlara işaret olmuştur
Allah hepimizin yüzünü güldürür...
herkes biyerlere dağılır,sevenler kavuşur,küsler barışır,komşular taşınır...
bir dönem kapanır,bir dönem açılır...
işte ben de öyle bir döneme girmiş gibi hissediyorum kendimi
pekçok şey hızla değişmeye başladı hayatımda
öncelikle iş buldum
eveet,nihayet :)
bu konunun yazısı gelecek...
iş bulmak tabii aylık 400 burs+baba harçlığıyla geçindiğim züğürtlük günlerinin bitişi demek
işyerinde olan tonla gençle arkadaş olmak,yeni bir çevre edinmek demek
haftanın 6 günü çalışmak...hayatının komple değişmesi demek
sonra...
ablamın 48 saatten fazla uzak kalamadığı sevgilisi askere gidiyor,tam da bugünlerde.
ve yeni bir kursa yazıldı,uzun süreli bir kurs...Yeni bir ortam yeni arkadaşlar,uzağa giden sevgili..
dizinin her karakteri o da değişimlere uğradı..
sonra evimiz
3 aydır bizde misafir olan,ev yaşamımızı tamamen değiştiren yaşlı akrabalarımız tekrar memleketine dönüyor...
çocukluk arkadaşım akain
hayatında ilk defa bir ilişkiye başladı,22 yıllık hayatında ilk defa Pıtırcık!
Senarist giderayak ona da bir süpriz hazırlamış oldu=))
konuyla çok alakasız ama tam da bunları düşündüğüm sırada Alby bugün yeni eve taşındıklarını söyledi
yeni..
ne bileyim,işaret gibi geldi bu kadar yeniliğin bir arada olması
inşallah hayırlara işaret olmuştur
Allah hepimizin yüzünü güldürür...
21 Ocak 2014 Salı
ilgi
"yarın işgörüşmesine gidicem.Sabah beni de kaldırır mısın?" dediğimde
aa iş görümesi mi?
ne işi?
nerede?
kaçta?
cümlelerini kurmadan "hiç de uyanmıyosun Jüpi,kaldıramam!" diyen bir ablam var
şenim :-/
aa iş görümesi mi?
ne işi?
nerede?
kaçta?
cümlelerini kurmadan "hiç de uyanmıyosun Jüpi,kaldıramam!" diyen bir ablam var
şenim :-/
başka dilde aşk :)
ben: yarın bi iş görüşmem var,bu bahaneyle de görüşmüş oluruz
anlatmak istediğim: yarın bir iş görüşmem var.Evden çıkmak için bahane olur bana. Çıkınca da senle buluşuruz
alby'min anladığı: yarın bir iş görüşmem var.Sonra da bahane ile görüşeceğim
Alby'min söylediği: bahane kim aşkım?
:) :) :)
anlatmak istediğim: yarın bir iş görüşmem var.Evden çıkmak için bahane olur bana. Çıkınca da senle buluşuruz
alby'min anladığı: yarın bir iş görüşmem var.Sonra da bahane ile görüşeceğim
Alby'min söylediği: bahane kim aşkım?
:) :) :)
brailla alfabesiyle mektup yazmak
Romantiklikte çağ atladım okuyucuuu...
geçen hafta karanlıkta diyalog etkinliğine katılmıştım,görmeyen birinin istanbul macerasını deneyimlendirmek için-yazısı yakında gelecek.
Orada aklıma gelen bir fikri bugün uygulamaya koyuldum ;

Bir parşömen kağıdına ojeleri damlata damlata yazdım mektubumu
Tabii öncesinde müsvette bir kağıda
neler yazacağınızı belirlemeniz de çok önemli...
=)))
Ve işte sonuçta ortaya böyle birşey çıktı <3
"gözümü kapatınca seni görüyorum ya habibi" yazıyor,pembeli kısımdaysa onun dilinde "seni seviyorum" yazdım ^^
Bir de tarih atıp rujla mühürledik miiiii
tamaaammm =))))
Öğlen buluştuğumuzda verdim Alby'e,akşam çözmüş neler yazdığını,
Çooook sevmiş hediyemi <3
Ki Alby benim hediyelerimi genelde sevmez :)
daha yeniydik o zamanlar,kendime bayramlık alırken ona da birşey almıştım,bi kere üstünde görmedim
türkiyeye gelişinin yıldönümünde barış işaretli-türk bayraklı hediye yaptım-pasta götürdüm,beğendin mi sorusuna "pasta güzel olmuş" dedi :)
kavanozdan kar küresi yaptım, "annem buna zeytin koyar" dedi.
beğenmedin mi? soruma "hediye yani,güzel çirkin ne önemi var" cevabını verdi!!!
Anlayacağınız benim adam biraz kıl :)))

alınca gözleri parladı,
teşekkür etti.
Çözdükten sonra da şöyle bir mesaj attı <3
*bu arada türkçesinin maşallahı var di mi??
20 Ocak 2014 Pazartesi
konken:)
bugün sevgilim bana konken oynamayı öğretti
ilk elde yenince tabii,deymeyin benim keyfime :)
zaten tavlada da ballıyımdır,hep yenerdim Albişi
gaza geldim,"hadi birşeyine oynayalım" dedim-hesabına oynadık
sonraki üç eli Alby aldı,hesap bana kitlendi =))))
bu sırada aklıma çok sevdiğim bir diziden bir sahne geldi
7 numarada üçkağıtçının önde gideni bir karakter var: Berat
bu berat bir gün bir elektronik aleti tamir edebilmek için pinti Receple iddiaya giriyor.Replik aynen şu:
RECEP: gafan çaluşuyo ama okadarda degül.. bu bilgü işü
BERAT: tamir edersem utanırsın ama
RECEP: edemezsende sen utanırsın..
BERAT: edecem işte
RECEP: edemücen işte
BERAT: varmusun iddasuna...
RECEP: varum tabü
BERAT: nesine?
RECEP: sen söyle.. ama pahalu olmasun
BERAT: bi kilo baklavasına
RECEP: 750 gr?
BARAT: kabul
Sonrasında Berat iddiayı kaybediyor,hırslanıyor ve bu sefer de takımelbisesine iddiaya giriyorlar
tabii ilk iddiayı kazanan Recep balıklama atlıyor,nasolsa beceremez diye.
Sonradan ortaya çıkıyo ki meğer bu Berat elektrik teknikerliği okumuş lisede,iddiayı kızıştırmak için bilmiyo gibi yapmış ilkin =)))
İşte Alby ilk elde yenilip sonrakilerde ortalığın tozunu attırınca bana bu sahneyi hatırlattı :)))
ilk elde yenince tabii,deymeyin benim keyfime :)
zaten tavlada da ballıyımdır,hep yenerdim Albişi
gaza geldim,"hadi birşeyine oynayalım" dedim-hesabına oynadık
sonraki üç eli Alby aldı,hesap bana kitlendi =))))
bu sırada aklıma çok sevdiğim bir diziden bir sahne geldi
7 numarada üçkağıtçının önde gideni bir karakter var: Berat
bu berat bir gün bir elektronik aleti tamir edebilmek için pinti Receple iddiaya giriyor.Replik aynen şu:
RECEP: gafan çaluşuyo ama okadarda degül.. bu bilgü işü
BERAT: tamir edersem utanırsın ama
RECEP: edemezsende sen utanırsın..
BERAT: edecem işte
RECEP: edemücen işte
BERAT: varmusun iddasuna...
RECEP: varum tabü
BERAT: nesine?
RECEP: sen söyle.. ama pahalu olmasun
BERAT: bi kilo baklavasına
RECEP: 750 gr?
BARAT: kabul
Sonrasında Berat iddiayı kaybediyor,hırslanıyor ve bu sefer de takımelbisesine iddiaya giriyorlar
tabii ilk iddiayı kazanan Recep balıklama atlıyor,nasolsa beceremez diye.
Sonradan ortaya çıkıyo ki meğer bu Berat elektrik teknikerliği okumuş lisede,iddiayı kızıştırmak için bilmiyo gibi yapmış ilkin =)))
İşte Alby ilk elde yenilip sonrakilerde ortalığın tozunu attırınca bana bu sahneyi hatırlattı :)))
19 Ocak 2014 Pazar
mümtaz yener ve harika çizgileri
Sanat galerisi,resim sergisi gibi yerler gezmeye bayılırım günlük
kendimi bildim bileli bu böyledir
hele hele alalade bir sergi salonu değil de bir ruhu varsa mekanın,çalan müzikler insanın ruhunu harekete geçirecek cinstense daha bi bayılırım,
doyurucu bir sergi gezdiğimde gözlerimin dolduğu da olmuştur :)
Alby'i de sürekli bulduğum sergiye bulduğum galeriye götürürüm
ama şu bianel zımbırtılarını falan sevemedik pek,içimiz almıyo-belki bizim cahilliğimizdendir,bilemiyorum.
Bi keresinde de bi galeriye girdik,isim vermeyim-sanat sanattır elbet kaliteli eserlerdir
ama Allah günah yazmasın,onlar ne yaa :-S
taşa çivi çakmışlar galeriye koymuşlar:) abidik gubidik şeyler
böyle yerlere biriyle gelmişsen "kral çıplak" hikayesindeki tebaaya benzersin :)
sevmesen,anlayamasan bile hmm hmm diye incelersin :)
Biz de öyle yaptık,ama çıktığımızda kahkahalarımıza engel olamadık:)
en çok da oranın güvenlik görevlisine acıdık,adam garibim bütün gün o ucubik eserlere baka baka depresyona girmiş,yüzü solmuştu bildiğin =)))
Ama dün çok güzel bi yere girdik
Ziraat bankasının sanat galerisine.Adres olarak teee istiklalin sonu-tünele yakın biyerde diyeyim.
Galeri Mümtaz Yener'in resim sergisiydi.
Özellikle milenyumu anlattığı makinalı resimlere bayıldıımmmmm
harika ya,mevlevileri-ozanları-insanları makinalaştırmış,bütün yaratıcılığını kullanmış
Üniversite zamanında sanayi devrimiyle ilgili bi dersimiz vardı,ödev hazırlamıştım.Bu resmi görünce nasıl üzüldüm anlatamam,keşke o zaman görseydim de slaytıma ekleseydim...
Distopya kitaplarına kapak olacak kalitede,şu resmin güzelliğine bakın yaaa <3 <3
bu konuda yorum yapamayacağım,karıncalı bir ütopya mı kurmuş kendisi,çalışma bakımından karınca kolonisine mi benzetmiş :)
pek de kendime yakın bulamadım zaten bu karıncaları :)
asıl Alby'min favorisi bir eser vardı
anne sırtında çocuğu var,ama bunlar gibi detaylı yağlıboya resimlerden değil
daha küçük ve çok basit görünen
ama muazzam bi eserdi,ne kataloğa koymuşlar ne de google aratmalarımda bulabildim...
ama bir gün onun kartpostalına rastlayacağıma dair bir umudum var,Alby uzak ülkelere gittiğinde o kartpostala mektup yazıp gönderebilirim :)
Herneyse,sergi 24 ocak 2014'e kadar Ziraat Tünel Sanat Galerisinde
bence kaçırmayın,siz de gezin ^^
kendimi bildim bileli bu böyledir
hele hele alalade bir sergi salonu değil de bir ruhu varsa mekanın,çalan müzikler insanın ruhunu harekete geçirecek cinstense daha bi bayılırım,
doyurucu bir sergi gezdiğimde gözlerimin dolduğu da olmuştur :)
Alby'i de sürekli bulduğum sergiye bulduğum galeriye götürürüm
ama şu bianel zımbırtılarını falan sevemedik pek,içimiz almıyo-belki bizim cahilliğimizdendir,bilemiyorum.
Bi keresinde de bi galeriye girdik,isim vermeyim-sanat sanattır elbet kaliteli eserlerdir
ama Allah günah yazmasın,onlar ne yaa :-S
taşa çivi çakmışlar galeriye koymuşlar:) abidik gubidik şeyler
böyle yerlere biriyle gelmişsen "kral çıplak" hikayesindeki tebaaya benzersin :)
sevmesen,anlayamasan bile hmm hmm diye incelersin :)
Biz de öyle yaptık,ama çıktığımızda kahkahalarımıza engel olamadık:)
en çok da oranın güvenlik görevlisine acıdık,adam garibim bütün gün o ucubik eserlere baka baka depresyona girmiş,yüzü solmuştu bildiğin =)))
Ama dün çok güzel bi yere girdik
Ziraat bankasının sanat galerisine.Adres olarak teee istiklalin sonu-tünele yakın biyerde diyeyim.
Galeri Mümtaz Yener'in resim sergisiydi.
Özellikle milenyumu anlattığı makinalı resimlere bayıldıımmmmm
harika ya,mevlevileri-ozanları-insanları makinalaştırmış,bütün yaratıcılığını kullanmış
Üniversite zamanında sanayi devrimiyle ilgili bi dersimiz vardı,ödev hazırlamıştım.Bu resmi görünce nasıl üzüldüm anlatamam,keşke o zaman görseydim de slaytıma ekleseydim...
Distopya kitaplarına kapak olacak kalitede,şu resmin güzelliğine bakın yaaa <3 <3
Makineleşme dışında üstteki resme benzer "beyoğlundakiler" temalı eserler vardı,ya da bodrumu anlatan resimler...Benim yorumum genel olarak gelir farkı arasındaki uçurumu anlatmak istediği yönünde.Çünkü yazlık yerde yayılan,alem yapan insanların yanına mutlaka onları şaşkınlıkla izleyen köylüler veya hizmetçiler de çizmişti...
Serginin bir diğer eseri de karıncalarbu konuda yorum yapamayacağım,karıncalı bir ütopya mı kurmuş kendisi,çalışma bakımından karınca kolonisine mi benzetmiş :)
pek de kendime yakın bulamadım zaten bu karıncaları :)
asıl Alby'min favorisi bir eser vardı
anne sırtında çocuğu var,ama bunlar gibi detaylı yağlıboya resimlerden değil
daha küçük ve çok basit görünen
ama muazzam bi eserdi,ne kataloğa koymuşlar ne de google aratmalarımda bulabildim...
ama bir gün onun kartpostalına rastlayacağıma dair bir umudum var,Alby uzak ülkelere gittiğinde o kartpostala mektup yazıp gönderebilirim :)
Herneyse,sergi 24 ocak 2014'e kadar Ziraat Tünel Sanat Galerisinde
bence kaçırmayın,siz de gezin ^^
korkak tavuğun kısacık direniş macerası...
Hava kararınca çıktık bugün kafemizden,istiklal caddesi bir tuhaftı...
Kalabalık gruplar alkış tutuyo,seçilemeyen sloganlar atıyorlar...
bende ne alakaysa Mustafa Sarıgül geçiyo falan sandım
alakaya maydanoz di mi okuyucu
ne bileyim,öyle sandım :)
kalabalığa doğru biraz daha ilerledik,artık pankartlar seçiliyordu "mesele 3-5 gb değil" "porno siteleri yasaklayalım da bizi mi xyz" falan :)
internet sansürüne karşı bir eylemmiş meğerse,
sansüre direniş...
gezi direnişinde başka şehirdeydim,stajım vardı
hala içimde uktedir katılamamak,o yüzden böyle bi ortamda olmak beni heyecanlandırdı
Alby'e "ne güzel,biz de katılalım" dememe kalmadı
Allaaaahhh
dünya kadar adam bize (yani meydan yönüne) doğru koşmaya başladı,neye uğradığımı şaşırdım
bi de insanlar hazırlıklı gelmişler,gaz maskeleri falan var-uzaylı gibi.Benimse bir atkım bile yok...
Alby hemen beni ara sokaklara soktu da kalabalıktan kurtulduk,sonra bir bara girdik,birşeyler içtik
gerçi ben içemedim pek,beğenmedim vodkayı-bıraktım tüm bardağı...
çıktığımızda bizim barın oraya kadar gelmişti kalabalık,tekrar aralarına dalmak istedim,alkış tutanlarla alkış tuttum..
derken herhalde gaz bombası atmışlar yakınlarda,genzim falan yanmaya başladı.Öksür öksür bi hal oldum.
Orada gaz var-arkadan dolaşalım diye döndüğümüzde yine koşan insan sürüsüyle karşılaşmayalım mı...
direniş benim neyime?
korkak bi tavuğum ben
huzursuzlandım iyice,gitmek istedim...
bi taraftan gidemeyiz,gaz genzimizi yakıyo,öteki taraftan gidemeyiz gençler barikat kuruyo..
bir arasokağa girdik-polis kapatmış TOMA'sıyla,işaret yaptı giremezsiniz diye..Alby ile başka çıkış yolu ararken ne kadar huzursuz olduğumu farketti.
"Korkuyo musun?" dedi,kafa salladım.
sımsıkı sarıldı,saçlarımı öptü
"ben de korkuyorum" dedi.
İnanmadım tabii,Alby kim korkmak kim...
Savaş görmüş,bombadan yaralanmış adam biber gazından mı korkacak??
"şaka yapıyosun" dedim, "ciddi misin??"
"evet" dedi "senden ayrılmaktan korkuyorum,beni terkedeceksin diye çok korkuyorum..."
...
aaah ah günlük
ben bi bok yiyip en uzun ilişkimin 4 ay olduğunu* söylemişim Alby'e...
İnan hiç hatırlamıyorum,neden söyledim-ne zaman söyledim...
Eh,bizim ilişkimiz de 4 aya girdi girecek..
o yüzden Alby'de bi takıntı oluştu,onu terkedeceğimi zannediyor.Kaç zamandır konu nerelerden girerse girsin buradan çıkıyor :(
güzel şeyler söylüyorum,onunla mutlu olduğumu anlatıyorum,neşeyle ayrılıyoruz-ama ertesi buluşmada yine açılıyo konusu...
ne yapacağımı bilmiyorum,çok narin,çok çok hassas bir çocuk Alby,onu kırmak istemiyorum...
Öyle işte günlük...
*daha uzun bi tane var da ben onu ilişkiden falan saymıyorum,şurda bahsetmiştim kendisinden
Kalabalık gruplar alkış tutuyo,seçilemeyen sloganlar atıyorlar...
bende ne alakaysa Mustafa Sarıgül geçiyo falan sandım
alakaya maydanoz di mi okuyucu
ne bileyim,öyle sandım :)
kalabalığa doğru biraz daha ilerledik,artık pankartlar seçiliyordu "mesele 3-5 gb değil" "porno siteleri yasaklayalım da bizi mi xyz" falan :)
internet sansürüne karşı bir eylemmiş meğerse,
sansüre direniş...
gezi direnişinde başka şehirdeydim,stajım vardı
hala içimde uktedir katılamamak,o yüzden böyle bi ortamda olmak beni heyecanlandırdı
Alby'e "ne güzel,biz de katılalım" dememe kalmadı
Allaaaahhh
dünya kadar adam bize (yani meydan yönüne) doğru koşmaya başladı,neye uğradığımı şaşırdım
bi de insanlar hazırlıklı gelmişler,gaz maskeleri falan var-uzaylı gibi.Benimse bir atkım bile yok...
Alby hemen beni ara sokaklara soktu da kalabalıktan kurtulduk,sonra bir bara girdik,birşeyler içtik
gerçi ben içemedim pek,beğenmedim vodkayı-bıraktım tüm bardağı...
çıktığımızda bizim barın oraya kadar gelmişti kalabalık,tekrar aralarına dalmak istedim,alkış tutanlarla alkış tuttum..
derken herhalde gaz bombası atmışlar yakınlarda,genzim falan yanmaya başladı.Öksür öksür bi hal oldum.
Orada gaz var-arkadan dolaşalım diye döndüğümüzde yine koşan insan sürüsüyle karşılaşmayalım mı...
direniş benim neyime?
korkak bi tavuğum ben
huzursuzlandım iyice,gitmek istedim...
bi taraftan gidemeyiz,gaz genzimizi yakıyo,öteki taraftan gidemeyiz gençler barikat kuruyo..
bir arasokağa girdik-polis kapatmış TOMA'sıyla,işaret yaptı giremezsiniz diye..Alby ile başka çıkış yolu ararken ne kadar huzursuz olduğumu farketti.
"Korkuyo musun?" dedi,kafa salladım.
sımsıkı sarıldı,saçlarımı öptü
"ben de korkuyorum" dedi.
İnanmadım tabii,Alby kim korkmak kim...
Savaş görmüş,bombadan yaralanmış adam biber gazından mı korkacak??
"şaka yapıyosun" dedim, "ciddi misin??"
"evet" dedi "senden ayrılmaktan korkuyorum,beni terkedeceksin diye çok korkuyorum..."
...
aaah ah günlük
ben bi bok yiyip en uzun ilişkimin 4 ay olduğunu* söylemişim Alby'e...
İnan hiç hatırlamıyorum,neden söyledim-ne zaman söyledim...
Eh,bizim ilişkimiz de 4 aya girdi girecek..
o yüzden Alby'de bi takıntı oluştu,onu terkedeceğimi zannediyor.Kaç zamandır konu nerelerden girerse girsin buradan çıkıyor :(
güzel şeyler söylüyorum,onunla mutlu olduğumu anlatıyorum,neşeyle ayrılıyoruz-ama ertesi buluşmada yine açılıyo konusu...
ne yapacağımı bilmiyorum,çok narin,çok çok hassas bir çocuk Alby,onu kırmak istemiyorum...
Öyle işte günlük...
*daha uzun bi tane var da ben onu ilişkiden falan saymıyorum,şurda bahsetmiştim kendisinden
17 Ocak 2014 Cuma
fimo hamurundan barış sembolü yapmak :)
Sevgili günlüüüük
ben geldimmm
hem de yine elim dolu geldim, şenim ^^
yarın benim biricik sevgilimin Türkiyeye gelişinin birinci yılı.
Aslında keşke ülkesinde savaş olmasaymış da hiç gelmeseymiş,mutlu mesut yaşamına devam etseymiş-ben tanışmamaya da razıydım ama dünya hali işte...
Yine de her şerde bir hayır var demek lazım, kötü olaylara iyi bir taraf bulmaya çalışmak lazım.
Burada iyi taraf Alby ile benim tanışmam oluyo,
Aslındaaa
açıkçası çok uzun vadeli bi ilişkimizin olacağını düşünmüyorum, sonumuzun havaalanında sıkıca sarılıp onu uzak ülkelerden birine göndermek olduğunu hissediyorum.O gün gelene kadar da aşkımı doya doya yaşamayı düşünüyorum...
Herneyse,bu özel gün için ona bir hediye yapayım dedim.
Geçen hediyemi hatırlarsınız,fimo hamurundan dünya yapmıştım.
Yine bir anahtarlık yapayım,bu sefer de türkiye haritası olsun demiştim
ama malumunuz , kan dökerek kazanılan bütün topraklar gibi bir sürü girinti çıkıntı mevcut,cesaret edemedim...
Marifetli peri'nin şu linkindeki gibi magnet yapayım dedim,adam zaten otellerde yaşıyo diye vazgeçtim...
En sonunda ne yapacağımı buldum.
Bu arada ilkokul arkadaşım Akain sağolsun,başından sonuna deli emek verdi :)))
Okuduğunu biliyorum,tekrardan teşekkürlerimi sunayim ^^
Efendim,dedim ki..
madem bu adam savaştan kaçıp da geldi,o zaman ona bir barış simgeli anahtarlık yapayım ^^
içine bir de Türkiyeyi temsilen nazar boncuğu katayım^^
herneyse efendim,malzemeleri sayıyorum
Bir adet kırmızı fimo,minnacık da mavi beyaz ve sarı fimolar

Daha sonra yuvarlak haline getirdiğimiz beyaz fimocuğumuzu parmağımızla eziyoruz,
üstüne daha küçük bir yuvarlak haline getirdiğimiz mavi fimomuzu eziyoruz,
üstüne daha küçük bir yuvarlak haline getirdiğimiz sarı fimomuzu eziyoruz
veee onun üstüne daha da bi küçük yuvarlak haline getirdiğimiz mavi fimomuzu eziyoruz:-)
Nazar boncuğumuzu da ekledikten sonra anahtar zincirimizi takııııp fırına ya da kaynar suya gönderiyoruz :))
kiii seramik halini alsın-sertleşsin:)
barış sembolünden sonra bi de kalp yapiim dedim,üstüne ay yıldız koyarım...
o da şöyle bişey olsu işte,tarife bile gerek yok
kırmızıyla kalp yapıyoruz,zincirini ekleyip bozulan yerleri düzeltip beyazla ay yıldız ekliyoruz...
Bittikten sonra da cezveye atıp iyicene kaynatıyoruz-sertleşiyo.
Daha sonra kurulayıp renksiz ojeyle bir de cila atıyoruz...
Öyle işte,benim hediyelerim bu kadar
aslında bir de mektup yazmak istiyorum ama anlar mı emin değilim,o yüzden resim de çizebilirim :))
bilmiyorum,bitmiş halini eklerim belkim ^^
Etiketler:
barış,
barışamblemi,
fimo hamuru,
fimo nazar boncuğu,
fimodan anahtarlık,
hamurdan özgürlük sembolü,
hediye yapımı,
küçük hediye,
özgürlük sembolü,
yabancıya hediye
yanlışlık...
"yarın Alby'min Türkiyeye gelişinin birinci yılı, içinde türk bayrağı geçen güzel bi hediye yapmak istiyorum."
bu mesajı geçen dünya anahtarlığı hediyeme büyük emeği geçen arkadaşım Akaine atacağıma
ALBY'E ATTIM!!!
inanabiliyo musun günlük,gitti gülll gibi süprizim
of nalet olsun :(((
bu mesajı geçen dünya anahtarlığı hediyeme büyük emeği geçen arkadaşım Akaine atacağıma
ALBY'E ATTIM!!!
inanabiliyo musun günlük,gitti gülll gibi süprizim
of nalet olsun :(((
16 Ocak 2014 Perşembe
küçüklambacini
aramak zorundaydım bugün seni
kabul ediyorum
ama üçbuçuk saat aralıksız konuşmak zorunda değildim
zamanın nasıl geçtiğini anlayamamışım,
sana ümit verdiğim için özür dilerim...
işim düşmese vallahi aramazdım
sen de biliyosun
ama ne zaman düşüp dizlerimi kanatsam elinde tentürdiyotla bana koşacağını da ben biliyorum...
14 Ocak 2014 Salı
ALINGAN..
Alby kafede bize bakan garsonun yabancı olduğunu iddia etti
Biraz bozuktu cümle yapısı ama aksansız konuşuyordu,o yüzden ben ihtimal vermedim...
Siparişleri getirince nereli olduğunu sorduk,türk değilmiş cidden de..
"çok güzel aksanınız var" dedim,sonra da o adam hakkında biraz konuştuk
"1-2 sene daha kalırsam türkiyede,bende öyle konuşucam" dedi, "aksansız"
"hayıııırrr" diye feryad ettim:)
"Albiş saçmalama,ben çok seviyorum senin aksanını"
gerçekten de öyle.İlk gördüğüm an da bozuk türkçesine vurulmuştum zaten <3
o kadar şirin konuşuyo ki,bi gün bir videosunu ekleyeceğim-siz de görün. Pıtı pıtı böyle,geç karşısına on saat dinle <3
"i am serious Alby" dedim, "öyle tatlı konuşuyosun ki neşem yerine geliyo,ne söylesen gülüyorum"
benim bu cümleme gelen cevap ne sence günlük??
Alınganlıkta sınıf atlayan Alby'min cevabı
"ben Şaban zaten???!!"
=))
Biraz bozuktu cümle yapısı ama aksansız konuşuyordu,o yüzden ben ihtimal vermedim...
Siparişleri getirince nereli olduğunu sorduk,türk değilmiş cidden de..
"çok güzel aksanınız var" dedim,sonra da o adam hakkında biraz konuştuk
"1-2 sene daha kalırsam türkiyede,bende öyle konuşucam" dedi, "aksansız"
"hayıııırrr" diye feryad ettim:)
"Albiş saçmalama,ben çok seviyorum senin aksanını"
gerçekten de öyle.İlk gördüğüm an da bozuk türkçesine vurulmuştum zaten <3
o kadar şirin konuşuyo ki,bi gün bir videosunu ekleyeceğim-siz de görün. Pıtı pıtı böyle,geç karşısına on saat dinle <3
"i am serious Alby" dedim, "öyle tatlı konuşuyosun ki neşem yerine geliyo,ne söylesen gülüyorum"
benim bu cümleme gelen cevap ne sence günlük??
Alınganlıkta sınıf atlayan Alby'min cevabı
"ben Şaban zaten???!!"
=))
arap mutfağı denemesi...
Alby'min ne zamandır bahsettiği bir yer vardı,Fes Food diye bir arap restoranı
evet,fes bu bildiğimiz başımıza takılan festen,Aksaraydaymış.
Ben de hevesi kırılmasın diye "gidelim gidelim" diyordum her fırsatta...
Aslında yeni lezzetlere açık bir damak tadım yok
oysa çok isterim devamlı farklı yerlere gideyim,her yörenin mutfağını yiyeyim...
ama yok...
binbir hevesle ramen almıştım-kore yemeği
iki çataldan sonrasını midem almadı
meksika yemeği yiyim dedim,acıdan boğazım yandı
çin restoranına otudum-türk mantısına benzer birşey yedim:)
midye antalyada yenir dediler,gittim aldığım gibi çöpe attım
yani bi ayder yaylasında yediğim kuymak ve uzungölde yediğim laz böreği uydu damak tadıma,o da karadenizli olduğumdan diyeceğim ama karadenizin ısırgan otlu lahanalı ..ıyy böyle yeşil yeşil yemeklerini-turşu kavurmalarını hiç yiyemiyorum
neyse,diyeceğim o ki hayalini kurduğum jüpiterlikedi gibi açık değilim değişik tadlara...
Alby ile aksaraya doğru yola çıktık
bu Fes Food nerede biliyo musunuz?
otobüsle ya da tramvayla Aksarayda iniyosunuz,biraz ilerleyince karşısınıza çıkıyor
herneyse,Alby döner aldı,ben fatte diye bir yemek aldım (isminden emin değilim)
bi de kıtırlı salata söyledik
aslında bi de pilav söyledik ama geç gelince iptal etmek durumunda kaldık,o yüzden fotoğrafta yok maalesef :(
Ben ilk kaşığımı aldım,böyle anneler yufkayı buzluğa atar da sonra kızartır ya,kıtır kıtır
işte öyle kıtırlık vardı,yoğurt ve sos da vardı
yalancı mantı gibi geldi tadı,bayıldım
Alby sevinsin diye abartılı bi tepkiyle "nefis,ay çok sevdim" deyip durdum.Alby de mutlu oldu "benim annem de hep yaapr bundan" falan dedi...
Herşey ne kadar güzeldi,
taa ki kıtırlar bitip alt tabakaya geçene kadar :-S
Yemeğin altında boydan boya nohut varmış,sanırım arap mutfağında nohut önemli bi yer tutuyo çünkü menüde humus,farafel adlı nohut döner falan..bissürü nohutlu yemek vardı.
Benim fatteme gelecek olursak,nohutu da geçtim bildiğin iki çay bardağı yağ vardı yüzen.Hani yağlı yemek olur,anlarım da
bunda sanki yemek bitmiş,kıtır ekmekleri katmadan iki bardak yağ ekleyelim demişler.
Sevemedim o yüzden..
Alby'nin döneri de güzeldi,salata da biraz fazla ekşiydi ama...Yedik yani az çok :-/
yine de sevdiğimi düşünüyordum,bi ara Alby'nin kolasından içeyim dedim
anammmm,mis gibi bildiğin tad :)
insanın bildiği tad gibisi var mı ya...
Şaka bi yana vallahi şu koca sofradan en sevdiğim şey kola oldu:)
Yine gider miyim?
Alby mutlu olacaksa gider , mmm nefis diye diye yerim :)
tavsiye eder miyim??
farklı tadları seviyorsanız güzel bir deneyim olabilir :)
vakit bulunmaz,yaratılır ^^
bazı dostlar çok kıymetlidir...
öyle ki görüşmeye hiç fırsat olmasa bile fırsat yaratmak gerekir...
mesela hiç vaktinin olmadığı bir an A şehrinden B şehrine gitmen gerektiğinde, sırf Homy'ye bi kerecik sarılabilmek,kedimizi bir kerecik mıncırabilmek için C şehrine bi uğramak gerekir:) Geçe 12de otogara gelip sabah 9'da B şehrine gidecek olsan,yorgunluktan hışırın çıkacak olsa da öyle..
Böyle anlardan birini de bu cumartesi yaşadım...
Peri ile bazı özel sebeplerden ötürü haftalardır görüşemiyorduk.Sabahtan akşama kadar çalıştığı için ve babasının çocukluk hayali garidyanlık mesleğini bu yaşında icra etmeye heves ettiği için,çook zordu görüşmemiz.
aynı şehirde hasret çekiyorduk anlayacağın :))
cumartesi akşamı ,tam da eve geç kaldığım saatlerde aklıma geldi-Perinin biyerde randevusu vardı bu akşam.Yazmiim şimdi,özel accık :P
aradım,işi bitmiş,eve dönmek üzereymiş,osmanbey metrosu yakınındaymış
ben de zaten Alby'den ayrılmak üzereydim,taksim metrosu yakınındaydım :))
hemen metroya koştum,ortada buluştuk
hızlı hızlı hayatımızda ne oldu ne bitti anlattık,hızlıcana dert dinledik,hızlıcana komik anı anlattık,hızlıcana kahkahalar attık,hızlıcana fotoğraf çektirdik...
anlayacağın: hızlıcana dostluğumuzu tazeledik ayrıldık:)
güzel bir andı...
öyle ki görüşmeye hiç fırsat olmasa bile fırsat yaratmak gerekir...
mesela hiç vaktinin olmadığı bir an A şehrinden B şehrine gitmen gerektiğinde, sırf Homy'ye bi kerecik sarılabilmek,kedimizi bir kerecik mıncırabilmek için C şehrine bi uğramak gerekir:) Geçe 12de otogara gelip sabah 9'da B şehrine gidecek olsan,yorgunluktan hışırın çıkacak olsa da öyle..
Böyle anlardan birini de bu cumartesi yaşadım...
Peri ile bazı özel sebeplerden ötürü haftalardır görüşemiyorduk.Sabahtan akşama kadar çalıştığı için ve babasının çocukluk hayali garidyanlık mesleğini bu yaşında icra etmeye heves ettiği için,çook zordu görüşmemiz.
aynı şehirde hasret çekiyorduk anlayacağın :))
cumartesi akşamı ,tam da eve geç kaldığım saatlerde aklıma geldi-Perinin biyerde randevusu vardı bu akşam.Yazmiim şimdi,özel accık :P
aradım,işi bitmiş,eve dönmek üzereymiş,osmanbey metrosu yakınındaymış
ben de zaten Alby'den ayrılmak üzereydim,taksim metrosu yakınındaydım :))
hemen metroya koştum,ortada buluştuk
hızlı hızlı hayatımızda ne oldu ne bitti anlattık,hızlıcana dert dinledik,hızlıcana komik anı anlattık,hızlıcana kahkahalar attık,hızlıcana fotoğraf çektirdik...
anlayacağın: hızlıcana dostluğumuzu tazeledik ayrıldık:)
güzel bir andı...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)